»AB uzun zamandan beri ilk kez ciddi varoluş sorunlarıyla
boğuşuyor. Geleneksel olarak kıta Avrupa’sından ziyade, ABD’ne yakın olan
Britanya AB üyeliğinden çıkış şantajıyla Federal Almanya karşısındaki
pozisyonunu güçlendirmeye çalışıyor. Yunanistan, Portekiz, İtalya ve İspanya
borç krizi içinde ve Federal Almanya’nın başarıyla gerçekleştirdiği reform ve
tasarruf paketlerini uygulamakla boğuşuyorlarken, Polonya, Litvanya ve
Macaristan gibi üye ülkeler, Rusya bizi tehdit ediyor gerekçesiyle ABD’nin
politik sularında yüzüyorlar. Aynı zamanda mülteci krizine çözüm olarak AB
sınırlarının kapatılmasını ve Schengen Antlaşmasının askıya alınmasını
istiyorlar. Bulgaristan, Romanya ve Slovenya’nın yanı sıra Kosova
yurttaşlarının serbest dolaşım hakkını kötüye kullanarak kitlesel biçimde
zengin AB ülkelerine göç etmeleri ve Britanya, Federal Almanya, Fransa ve
Benelüx ülkelerinin sosyal yardım bütçeleri üzerinde baskı oluşturmaları, bu
ülkelerde ve Brüksel’de kaygıyla izleniyor. Federal Alman Şansölyesi Merkel’in
mülteci krizinde izlediği yanlış politika, diğer AB üyesi ülkeleri, bilhassa
Balkan güzergâhı üzerindeki transit ülkelerini tedirgin ediyor. AB,
dağılabileceği bir krize doğru hızla ilerliyor.«
27 Mar 2016
25 Mar 2016
Savaş eken, terör biçer!
Son haftaların yüzlerce
sivilin yaşamına mal olan terör saldırıları, bir kez daha güvenlik
tedbirlerinin olağanüstü biçimde artırılması, demokratik hak ve özgürlüklerin
rafa kaldırılması, yasaklamalar, baskı aygıtının güçlendirilmesi ve »teröre
karşı mücadele kararlılığının« hep daha yüksek sesle vurgulanmasıyla terör ile
başa çıkılamayacağını kanıtlamış oldu. Görünen o ki, sadece ihtilaf
bölgelerinde değil, görece refah coğrafyalarında da uzun bir süre daha terör
tehdidi altına yaşayacağız.
23 Mar 2016
Mülteciler bahane, fırsat şahane
Toplumsal Özgürlük Gazetesi 4 Aralık 2015 tarihli 16. sayısında yayımlanmıştır
Burjuva ikiyüzlülüğünün
»mülteci krizi« diye pazarladığı güncel mülteci trajedisi, güya »demokratik«
olan imtiyazlı coğrafyaların nasıl militaristleştirildiğini, bu coğrafyalardaki
işçi sınıfının ırkçı propagandalarla nasıl bölünerek saf dışı bırakıldığını ve
bizzat, kurumsallaştırılmış insanlık dışı uygulamalarla AB sınırlarında tutulan
mülteci kitlelerinin nasıl emperyalist savaşlar için enstrümentalize edildiklerini
gösteriyor. Emperyalist savaşlar ve kapitalist sömürü sonucunda oluşmuş 60
milyonu aşkın bir mülteci kitlesinin sadece küçük bir bölümünün Avrupa’ya
yönelmiş olmasına rağmen, mülteciler bilinçli olarak emperyalist orduların
hedefleri hâline getiriliyorlar.
Emperyalizmin yeni »Marshall-Planı«
Halkın Sesi Gazetesi, 252. sayısında yayımlanmıştır
Eğer 2016’nın ilk altı
haftasındaki gelişmeler, bilhassa »Avrupa’dan« demokratikleşme ve refah için
destek uman, Irak ve Suriye’deki yangına »itfaiye« gönderileceğini zanneden
kimi burjuva demokratını, sol-liberal hayalperesti ve küçük burjuva
entelijensiyayı derin uykularından uyandıramadıysa, onlar için yapabileceğimiz
bir iyilik kalmamış demektir. Buna karşın her siyasî, toplumsal ve iktisadî
gelişmeyi tarihsel koşullar, maddi şartlar, iktidar ve güç ilişkileri ve
elbette sınıf çıkarları temelinde değerlendiren sosyalist ve komünistlerin
»emperyalizm ile barış olmaz« tespiti ise, bir kez daha çıplak gerçekler ile
kanıtlanmıştır.
19 Mar 2016
F. Alman seçimlerinin gösterdiği
Geçen hafta yapılan üç eyalet
parlamentosu seçimlerinde açık ırkçı ve giderek faşist karakter kazanan AfD
partisinin elde ettiği iki haneli başarılar şaşkın liberalleri ürkütmüşe
benziyor. Kimi liberal yorumcu AfD’nin, »fareli köyün kavalcısı« misali,
»halkın aklını çeldiğini« yazsa da, biz sermayenin ne dediğine bakalım. Çünkü
F. Alman siyasetindeki gelişmeleri en doğru biçimde oradan okumak olanaklı.
12 Mar 2016
Polonya usulü »demokrasi«
Gelişmeler 21. Yüzyıl’ın
burjuva demokrasilerinin dayandığı tüm norm ve kuralların içlerinin
boşaltıldığı, göstermelik dahi olamayan birer hülle hâline getirildiği ve her
türlü burjuva özgürlüğünün »güvenlik« gerekçesiyle rafa kaldırıldığı otoriter
rejimler çağı olacağına işaret ediyor. Türkiye gibi emperyalist çıkarların
çarpışma noktalarında bulunan ülkelerde faşist diktatörlük koşulları
yaratılırken, »demokrasinin beşiği« Avrupa’da toplumsal rıza alan otoriter-neoliberal
güvenlik rejimleri inşa ediliyor.
7 Mar 2016
Tüm iktidar baldırı çıplaklara!
Emperyalist-kapitalist dünya
sisteminde halkların alternatif birliği olanaklı mıdır?
Demokratik Modernite yazı kurulu 16. sayıda
yer alan »Demokratik Ulusun Bedeni« dosyasında öncelikli olarak BM’lere,
NATO’ya, G8’e, yani devletlerin sorunu büyüten yapılarına karşı alternatif bir
birlik, yani »Dünya Demokratik Konfederalizmi« düşüncesini öne çıkarmayı
amaçladıklarını ve bu bağlamda halkların devlet dışı, komünal, sosyalist birlik
arayışlarını yorumlayan bir katkı istediklerinde, sunabileceğimiz katkının
konunun kapsamı nedeniyle ancak eleştirel bir girizgâh olabileceğini
belirtmiştik. Elbette tam kelime anlamında bir »girizgâh« olarak değil, aksine
insanlığın ve doğanın yakın gelecekteki var oluşunu olumlu anlamda etkileme
potansiyeline sahip ve oluşturulmasının zorunluluğu gün gibi açık olan bir
halkların alternatif birliği üzerine gerekli gördüğümüz tartışmaya giriş
babında.
YAZININ TAMAMI, DEMOKRATİK MODERNİTE DERGİSİNİN YAYINLANMASINDAN SONRA OKUNABİLİR.
YAZININ TAMAMI, DEMOKRATİK MODERNİTE DERGİSİNİN YAYINLANMASINDAN SONRA OKUNABİLİR.
4 Mar 2016
Aptal koyun kasabın bıçağını yalarmış...
Dünyanın en zengin ve en
imtiyazlı coğrafyalarından olan Avrupa’daki çoğunluk toplumları, kümese dalan
tilkinin korkuttuğu tavuklar misali, panik ataklara kapılıp duruyorlar. Misalde
kalacak olursak; canlarına kast eden »tilkinin« mülteciler olduğunu
zannediyorlar. Öyle olunca da, kümesin sahibinden, yani canlarına kast eden
asıl canavardan medet umuyorlar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)