Gerçek acıtıcıdır, bilhassa jeopolitik
gerçekler. Ukrayna krizi bunu bir kez daha kanıtladı. Siz bakmayın Batı
medyasının anti-Rus propagandasına, hele hele Türkiye’nin Kırım Tatarlarının
»koruyuculuğuna« soyunmasına. Yolsuzluklar diyarının dış işleri memurunu kimse
ciddiye almadığı gibi, Batı da gerçeklerin çok iyi farkında, çünkü Rusya’nın
elinde çok güçlü bir silah var: Doğal gaz.
Kurumsal (korporatif) kapitalizmin örnek
ülkesi hâline gelen Rusya, emperyalist güçler arasında oynanan »jeopolitik
poker«de çok iyi kartlara sahip ve Putin kuşkusuz iyi bir oyuncu. Bu pokerde
Putin’in oyun kâğıtlarına »tırnak atmasına« gerek yok, çünkü kâğıtları
görmesini sağlayan bir aracı var: Gazprom!
Gazprom dünyanın en büyük doğal gaz tekeli
ve petrol tekeli Rosneft’in yanı sıra Rusya’nın en büyük şirketi. Toplam 430
bin çalışanı olan Gazprom’un çoğunluk hissedarı Rus Federasyonu ve bu biçimiyle
doğrudan Putin’in kontrolü altında olan »özel« bir devlet tekeli. 2013’ün ilk 9
ayında yaklaşık 111,4 milyar Dolar ciro ile 26,1 milyar Dolar kâr yapan
Gazprom, aynı zamanda çeşitli projelerle Rusya’daki istihdamı ve sivil toplum
yapılanmalarını finanse eden bir iç politika faktörü.
Ukrayna’ya – tabii ki neoliberal
yaptırımları kabul etmesi koşuluyla – 11 milyar Euro destek vermek isteyen
AB’nin, Ukrayna’dan geçen boru hatlarını kontrol altına almak istediği
biliniyor. Ama AB, gaz vanasının başında Rusya oturduğundan, boru hatlarını
kontrol etmenin tek başına yeterli olmadığını da çok iyi biliyor.
Üçü (Finlandiya, Çek Cum., Bulgaristan)
yüzde 100 olmak üzere, 10 AB üyesi ülke doğal gaz ihtiyacının önemli bir
bölümünü Rusya’dan karşılıyor. Bu oran Almanya yüzde 48. Doğal gazının yüzde
65’ini Rusya’dan alan Türkiye’nin ise etki gücü belli. Ukrayna’ya gelince:
Ukrayna ihtiyacı olan doğal gazın yarıdan fazlasını Rusya’dan karşıladığı ve
dış ticaretinin büyük bir bölümünü Rusya ile yaptığı için, göbeğinden Rusya’ya
bağımlı. 2013 Aralık’ında Naftogas için fiyatı indiren Rusya’nın Kiev’deki yeni
yönetime aynı kolaylığı göstermeyeceğini söylemek için müneccim olmaya gerek
yok. Kaldı ki Gazprom yönetim kurulu başkanı Alexei Miller Ukrayna’nın toplam
1,53 milyar Dolar tutan borcu nedeniyle herhangi bir fiyat indiriminde
bulunamayacaklarını açıkladı bile.
Diğer yandan Rusya Batı Avrupa’ya doğal gaz
nakliyatını güvence altına almak için uzun zamandır alternatif boru hatları
kuruyor. Gerçi şu anda Ukrayna’dan geçen doğal gaz miktarı yılda 150 milyar
kubikmetreyi buluyor, ama bu hacim giderek azalmakta. Baltık Denizinden geçen
»Nord Stream« boru hattının yıllık kapasitesi 55 milyar kubikmetre.
Karadeniz’den geçecek olan ve yapımı bir kaç yıla bitecek »South Stream«in
kapasitesi ise yılda 63 milyar kubikmetre olacak. Gene şu anda faal olan »Blue
Stream« boru hattını hesaplamıyoruz bile.
Rusya’nın boru hatları projelerinin aynı
zamanda, Ukrayna gibi boru hattı geçen ülkelerin ellerindeki baskı
potansiyelinin azaltılmasını hedeflemesi nedeniyle, Rusya’nın Ukrayna krizinde
gayet rahat bir pozisyonda olduğunu söylemek olanaklı. Gazprom’un dolaylı
yoldan bir nevi devlet tekeli olması, doğal gaz nakliyatı ve satış
stratejilerinin işletme ve kâr mantığı çerçevesinde değil, siyasî hedefler
çerçevesinde şekillendirilmesini olanaklı kılıyor. Bu da Putin’in elinde ne
denli güçlü bir silah olduğunu gösteriyor.
Ukrayna ve Kırım ihtilafı nedeniyle
Batı’nın Rusya’ya ekonomik yaptırım kararı alması ve kimi baskı tedbirlerine
başvurması, doğal gaz gerçeğini değiştirmiyor. Zaten bu nedenle Rus doğal gazına
bağımlı olan AB ve daha rahat konumda olan ABD arasında bütünsel bir Ukrayna
siyaseti olanaklı değil. Savaş tamtamlarının gürültüsü emperyalist kavgaların
arka planının görülmesini engellememeli. Konuya değinmeye devam edeceğiz.
***
Bugün 8 Mart. Kadınların ve trans bireylerin
erkek egemenliğine karşı verdikleri mücadele önünde saygı ile eğiliyor, bir
erkeğin böylesi bir günde yapması gerekenin SUSMAK olduğunu öğrendiğim için,
susuyorum.