Willy hocayla ne zamandır konuşmamıştım. 95
yaşına rağmen, hâlâ aktif, reel sosyalizmin yenilgisinin kendisini umutsuzluğa
itmesine izin vermeyen tutarlı bir komünist. Aradım. Telefonu ikinci kez çalmasına
fırsat vermeden açtı, ahizeden sesimi duyunca, sert bir şekilde, »Daha ne
bekliyorlar?« dedi. »Yahu hocam, gene hiddetlenmişsin. Kim, neyi
beklemeyecek?«. Azarlar gibi, »Kim olacak, komünistler, sosyalistler,
devrimciler daha ne kadar bekleyecek? Ne yani brigadistler mezarlarından çıkıp,
Kobanê’ye mi gitsinler? Şimdi savunmaya koşulmayacak da, Rojava elden gittikten
sonra mı akılları başlarına gelecek?« dedi.
25 Eyl 2014
19 Eyl 2014
Anımsatarak başlayalım...
Uzunca bir aradan sonra köşe
yazılarına yeniden başlamak pek kolay değilmiş. Bilhassa bu köşeye konu olan
gelişmelerin dünya gündemini böylesine işgal ettiği dönemlerde: Suriye ve
Irak’taki gelişmeler, emperyalist güçlerin stratejileri, Türkiye’nin tutumu,
Kürtler ve Şengal, NATO Zirvesi, Avrupa’da yeniden gündeme gelen bölgesel
bağımsızlık tartışmaları, Almanya’nın patronajı altındaki AB stratejileri,
Ukrayna krizi, Çin-Hindistan ilişkileri ve bunların Pasifik bölgesine etkileri
vs. saymakla bitecek gibi değil.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)