Berlin günlerce 24 Nisan’da
yapılacak olan resmi açıklamada Soykırım tanımı »yapılmalı mı, yapılmamalı mı«
tartışmalarına kilitlenmişti. Bu yazı kaleme alındığı saatlerde açıklama henüz
yapılmamıştı. Ancak, ne denilirse denilsin, Almanya’nın 1915 Asuri-Süryani ve
Ermeni Soykırımı suçuna ortak olduğu gerçeğinin üstü artık örtülemeyecek.
24 Nis 2015
17 Nis 2015
»Deport«, Soykırım ve AKP
AKP-Rejimi Asuri-Süryani/Ermeni Soykırımının 100. yıldönümünün yaklaşmasını, »başkanlık referandumuna« dönüştürdüğü seçim sürecinin ırkçı, milliyetçi-şoven ve inkârcı dozunu artırmak için kullanıyor. Görüldüğü kadarıyla da bu strateji toplumsal çoğunluğu oluşturan Sünni-muhafazakâr kitlelerde karşılığını buluyor. Hiç kuşku yok; AKP-Rejiminin tartışmasız lideri Erdoğan başarılı bir biçimde toplumsal bölünmeyi derinleştiriyor ve kendi seçmen kitlesinin çok iyi »anladığı« bir dilden konuşuyor.
14 Nis 2015
»Neyin, ne olduğunu söylemek«
Asuri-Süryani/Ermeni Soykırımının 100. Yılında
komünistlere ve devrimci-demokratik güçlere düşen görevler üzerine
»Lassalle’ın dediği gibi,
neyin, ne olduğunu söylemek, en devrimci eylemdir ve en devrimci eylem
kalacaktır«
Rosa Luxemburg
Anadolu-Mezopotamya coğrafyasının en
karanlık dönemlerinden birinde egemen sınıflarca gerçekleştirilen
Asuri-Süryani/Ermeni Soykırımı, aradan geçen yüz yıla rağmen kanayan, acı veren
ve kangren misali halkları zehirleyen bir yara olmaya devam ediyor hâlâ.
Belgeler ve tanıklıklarla yeterince kanıtlanmış olan Soykırım hâlâ inkâr
edilmekte, burjuva ulus devletlerince bir egemenlik aracı olarak kullanılmakta,
farklı ulus devletler ve/veya ulus devlet üstü kurumlar arasındaki ilişkilerde
»şartlı rehin« olarak araçsallaştırılmakta ve halklar arası düşmanlığın
körüklenmesinde kullanılmaktadır.
10 Nis 2015
Devrimci pratik ve HDP
Partiler 7 Haziran genel seçimleri için
milletvekili aday listelerini YSK’na verdiler. Bu saatten sonra listelerin
oluşma süreçleri veya tek tek adaylar üzerine yapılacak her türlü tartışma gereksizdir.
Kuşkusuz seçimlerin ertesinde yapılacak değerlendirmelerde bu süreçler ve
adaylar bir rol oynayacaklardır, ama şimdi önemli olan esasa yoğunlaşmaktır.
Bilhassa komünistler, sosyalistler ve devrimci-demokrat kesimler açısından »ne
yapılacağının« bilinmesi ve gereğinin yerine getirilmesidir.
7 Nis 2015
Japon militarizmi yeniden hortluyor...
Uzun zamandır emperyalist yayılmacılık
planlarını gerçekleştirmek isteyen Japonya burjuvazisi, milliyetçi başbakan
Shinzo Abe ile kararlı bir temsilci bulmuş görünüyor. 2015 Şubat ortasında
parlamentoda yaptığı bir konuşmada, militarizmin ve neoliberal programın ana
hatlarını oluşturduğu hükümet ajandasını tanıtan Abe, Japonya anayasasına karşı
topyekûn saldırıyı başlattı. İkinci Dünya Paylaşım Savaşı’nda Japon
emperyalizminin işlediği savaş suçları ile Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom
bombalarının ışığında hazırlanan Japonya anayasası, özellikle 9. Madde,
Japonya’yı pasifizme yükümlü kılıyordu.
1 Nis 2015
»Çözüm« mü, darbe süreci mi?
Görünen köy, kılavuz istemez derler: HDK/HDP’nin gösterdiği performans, farklı toplumsal kesimlerden aldığı desteğin artması, sınıf sorununu söyleminde belirginleştirmesi ve kuşkusuz seçim barajını yıkacak olması, Türkiye egemenlerini ürkütüyor. Dahası, gelişmeler »Kürt sorununu çözemeyen, çözülür« tespitini teyit ediyor. Türkiye önlenemez biçimde tarihsel bir yol ayrımına sürükleniyor: ya çözüm, ya da çözülme!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)