Erdoğan haklı: AP’nun aldığı
müzakereleri dondurma kararının herhangi bir kıymet-i harbiyesi yok. Aslına
bakılırsa alınan »karar« AB Komisyonuna yönelik bir öneri, yani Komisyonun
alacağı kararlar için bağlayıcı değil. Gene de siyasî değeri iki taraf için
yüksek. AKP rejimi bağlayıcılığı olmayan parlamento önerisini, »Avrupa bizi
istemiyor« retoriği ile AB’ni günah keçisi gösterip, kendi çıkarlarını kollamak
ve asıl ihtilafların üstünü örtmek için kullanacak. F. Alman emperyalizminin
patronajı altındaki AB ise, öneriyi yeni bir »şartlı rehin« olarak AKP rejimine
yönelik dayatmalarını güçlendirmek için kullanacak ve aynı zamanda Türkiye’deki
diktatörlük sürecine karşı tepki gösteren Avrupa demokratik kamuoyunu
»demokratikleşme için yaptırımlar« görüntüsüyle rahatlatacak, AKP ile işbirliği
nedeniyle AB hükümetlerine yönelik tepkileri zararsız bir yöne kanalize
edebilecek.
26 Kas 2016
18 Kas 2016
Çelişkiler derinleşiyor
ABD Başkanlık Seçiminin
sonuçları, emperyalist güçler arasındaki çelişkileri derinleştirmeye devam
ediyor. Bununla birlikte, F. Alman emperyalizmi Avrupa’yı giderek daha iyi
kontrolü altına alma ve »düzen kurucu dünya gücü« seviyesine yükselme
planlarına ivme katıyor. Emperyalist güçler arasında karmaşıklaşarak büyüyen,
örtüşen ve çelişen çıkarlar yumağı, eşik ülkelerindeki işbirlikçi rejimleri »ya
ABD, ya F. Almanya« ikilemine zorluyor. Bu durum aynı zamanda eşik
ülkelerindeki güç ilişkilerini sarsıyor ve işbirlikçi rejimleri, iktidarlarını
daha otoriter, hatta faşizan yöntemlerle güvence altına alma arayışlarına
itiyor.
14 Kas 2016
Şimdi ne yapmalı?
Tahmin edildiği gibi 12 Kasım
Köln mitinginin yol açtığı tartışmaların harareti düşmüyor. Bugün
yayınladığımız »12 Kasım mitingi ve Öcalan bayrakları« başlıklı yazının okunma
sayıları ve yapılan yorumlar, kanayan bir yaraya parmak bastığımızı kanıtlıyor.
Bu durum, Alevi olsun olmasın, bir çok devrimci-demokrat insanı
kaygılandırıyor, Alevi ve Kürt düşmanı provokasyonların tehlikesini artırıyor
ve soğukkanlı, esasa yönelik tartışmayı zorluyor. O nedenle şimdi »ne yapmalı«
sorusuna yanıt aramak gerekiyor.
12 Kasım mitingi ve Öcalan bayrakları
AABF’nin »öncülüğünde« düzenlenen
12 Kasım 2016 Köln mitingi eteklerdeki taşların düşürülmesine vesile oldu. O
açıdan »hayırlı« bir sonucu var diyebiliriz. Miting önümüzdeki dönemde daha
geniş tartışmalara yol açacaktır, ancak sorunu sadece »bir kaç yönetici« veya
»kendini bilmez gençlerin bayrak ısrarı« çerçevesinde bırakırsak, asıl
meselenin gün yüzüne çıkmasına yardımcı olamayız. O nedenle yol ayrımına
gelinen bugünde bazı soruları açıkça sormak ve net yanıtlar vermek
gerekmektedir.
Brexit sonrası AB’nin geleceği üzerine
Britanya halkları sağ popülist ve ırkçı
söylemlerin zirve yaptığı bir tartışma sürecinden sonra AB üyeliğinden
çıkılması lehine oy kullandılar. Burjuva medyası bu sonucu »milliyetçiliğin«
bir zaferi olarak eleştirdi. Avrupa’nın reformist solu ise, çoktan neoliberal
cephenin parçası olan sosyaldemokrasi ile aynı çizgide, Britanya’nın AB’nden
çıkmasının »sosyal Avrupa« mücadelesini zayıflatacağını iddia ediyor. Hatta
burjuvazinin demagojik söylemi olan »Britanya’nın ayrılması İslam düşmanı,
ırkçı, milliyetçi ve aşılmış olan ulus devletçi yaklaşımların sonucudur«
safsatasını tekrarlıyor.
»15 Temmuz« ve Avrupa
Darbe girişimi ve sonrasına
Avrupalı emperyalist güçlerin yaklaşımı
Eylül 2016 itibariyle azalmış olsa da, son
aylarda Avrupa’daki burjuva medyası neredeyse her gün Türkiye ile yatıp
kalkıyor, manşetlerinde sürekli Türkiye ile ilgili haberler yer alıyor, hatta
kimi günler iki veya üç haber aynı anda sayfalarda ve ekranlarda yer buluyordu.
Görünüşte burjuva medyasının AKP rejimini ve bilhassa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı
hedef tahtasına oturtuyordu. Özellikle F. Almanya’daki burjuva medyası
Türkiye’deki gelişmelere son derece sert eleştirilerle yaklaşıyor, ama aynı
zamanda da Türkiye’nin oynadığı »anahtar role« dikkat çekiyordu. Siyaset
arenasında da benzer bir durum söz konusu. Bugün dahi Avrupa’nın çeşitli
ülkelerinin yöneticileri AKP hükümetini eleştiriyor, uygulamalarının
»demokrasiye zarar verdiğini« söylüyor, Erdoğan’ın »diktatörleştiğine« dikkat
çekiyorlar.
Trump’ın gölgesi
12 Kasım
2016
Başkanlık seçimlerinde H.
Clinton’un seçileceğini öngören tüm tahminler yanıldı – bu satırların yazarı
da. Şimdi ise sosyal medyadan burjuva medyasına felaket senaryoları yazılıyor,
işçi sınıfının »faşizmi tercih ettiği«, »cahillerin saltanatının kurulduğu«
veya »ABD dış politikasında belirsizliğin arttığı« iddia ediliyor. Kimi naif
Kürt miliyetçisi ise, Trump’ın »Kürtlere yardım edeceği« hayallerine kapılıyor.
HDK Almanya
5 Kasım
2016
Yarın Frankfurt kentinde HDK
Almanya Kuruluş Kongresi yapılıyor. Çeşitli kent ve bölgelerde gerçekleştirilen
kongreler sonrasında, Avrupa çapında ortaklaşmanın, yani HDK Avrupa’nın
kuruluşunun bir önceki durağı olacak bu kongre. Bugüne kadarki eylem
birlikleri, platformlar, meclisler gibi oluşumlarda elde edilen deneyimler
ışığında daha ileri bir adım olacağından şüphe yok. Her ne kadar bazı Türkiyeli
kurumlar »gözlemci« statüsünde kalmayı yeğleseler de, »kervan yolda dizilir«
mantığı ile genişlemeye çaba göstermek gerekecek.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)