27 Mar 2016

AB’nin Türkiye stratejisi

»AB uzun zamandan beri ilk kez ciddi varoluş sorunlarıyla boğuşuyor. Geleneksel olarak kıta Avrupa’sından ziyade, ABD’ne yakın olan Britanya AB üyeliğinden çıkış şantajıyla Federal Almanya karşısındaki pozisyonunu güçlendirmeye çalışıyor. Yunanistan, Portekiz, İtalya ve İspanya borç krizi içinde ve Federal Almanya’nın başarıyla gerçekleştirdiği reform ve tasarruf paketlerini uygulamakla boğuşuyorlarken, Polonya, Litvanya ve Macaristan gibi üye ülkeler, Rusya bizi tehdit ediyor gerekçesiyle ABD’nin politik sularında yüzüyorlar. Aynı zamanda mülteci krizine çözüm olarak AB sınırlarının kapatılmasını ve Schengen Antlaşmasının askıya alınmasını istiyorlar. Bulgaristan, Romanya ve Slovenya’nın yanı sıra Kosova yurttaşlarının serbest dolaşım hakkını kötüye kullanarak kitlesel biçimde zengin AB ülkelerine göç etmeleri ve Britanya, Federal Almanya, Fransa ve Benelüx ülkelerinin sosyal yardım bütçeleri üzerinde baskı oluşturmaları, bu ülkelerde ve Brüksel’de kaygıyla izleniyor. Federal Alman Şansölyesi Merkel’in mülteci krizinde izlediği yanlış politika, diğer AB üyesi ülkeleri, bilhassa Balkan güzergâhı üzerindeki transit ülkelerini tedirgin ediyor. AB, dağılabileceği bir krize doğru hızla ilerliyor.«

25 Mar 2016

Savaş eken, terör biçer!

Son haftaların yüzlerce sivilin yaşamına mal olan terör saldırıları, bir kez daha güvenlik tedbirlerinin olağanüstü biçimde artırılması, demokratik hak ve özgürlüklerin rafa kaldırılması, yasaklamalar, baskı aygıtının güçlendirilmesi ve »teröre karşı mücadele kararlılığının« hep daha yüksek sesle vurgulanmasıyla terör ile başa çıkılamayacağını kanıtlamış oldu. Görünen o ki, sadece ihtilaf bölgelerinde değil, görece refah coğrafyalarında da uzun bir süre daha terör tehdidi altına yaşayacağız.

23 Mar 2016

Mülteciler bahane, fırsat şahane

Toplumsal Özgürlük Gazetesi 4 Aralık 2015 tarihli 16. sayısında yayımlanmıştır
Burjuva ikiyüzlülüğünün »mülteci krizi« diye pazarladığı güncel mülteci trajedisi, güya »demokratik« olan imtiyazlı coğrafyaların nasıl militaristleştirildiğini, bu coğrafyalardaki işçi sınıfının ırkçı propagandalarla nasıl bölünerek saf dışı bırakıldığını ve bizzat, kurumsallaştırılmış insanlık dışı uygulamalarla AB sınırlarında tutulan mülteci kitlelerinin nasıl emperyalist savaşlar için enstrümentalize edildiklerini gösteriyor. Emperyalist savaşlar ve kapitalist sömürü sonucunda oluşmuş 60 milyonu aşkın bir mülteci kitlesinin sadece küçük bir bölümünün Avrupa’ya yönelmiş olmasına rağmen, mülteciler bilinçli olarak emperyalist orduların hedefleri hâline getiriliyorlar.

Emperyalizmin yeni »Marshall-Planı«

Halkın Sesi Gazetesi, 252. sayısında yayımlanmıştır
Eğer 2016’nın ilk altı haftasındaki gelişmeler, bilhassa »Avrupa’dan« demokratikleşme ve refah için destek uman, Irak ve Suriye’deki yangına »itfaiye« gönderileceğini zanneden kimi burjuva demokratını, sol-liberal hayalperesti ve küçük burjuva entelijensiyayı derin uykularından uyandıramadıysa, onlar için yapabileceğimiz bir iyilik kalmamış demektir. Buna karşın her siyasî, toplumsal ve iktisadî gelişmeyi tarihsel koşullar, maddi şartlar, iktidar ve güç ilişkileri ve elbette sınıf çıkarları temelinde değerlendiren sosyalist ve komünistlerin »emperyalizm ile barış olmaz« tespiti ise, bir kez daha çıplak gerçekler ile kanıtlanmıştır.

19 Mar 2016

F. Alman seçimlerinin gösterdiği

Geçen hafta yapılan üç eyalet parlamentosu seçimlerinde açık ırkçı ve giderek faşist karakter kazanan AfD partisinin elde ettiği iki haneli başarılar şaşkın liberalleri ürkütmüşe benziyor. Kimi liberal yorumcu AfD’nin, »fareli köyün kavalcısı« misali, »halkın aklını çeldiğini« yazsa da, biz sermayenin ne dediğine bakalım. Çünkü F. Alman siyasetindeki gelişmeleri en doğru biçimde oradan okumak olanaklı.

12 Mar 2016

Polonya usulü »demokrasi«

Gelişmeler 21. Yüzyıl’ın burjuva demokrasilerinin dayandığı tüm norm ve kuralların içlerinin boşaltıldığı, göstermelik dahi olamayan birer hülle hâline getirildiği ve her türlü burjuva özgürlüğünün »güvenlik« gerekçesiyle rafa kaldırıldığı otoriter rejimler çağı olacağına işaret ediyor. Türkiye gibi emperyalist çıkarların çarpışma noktalarında bulunan ülkelerde faşist diktatörlük koşulları yaratılırken, »demokrasinin beşiği« Avrupa’da toplumsal rıza alan otoriter-neoliberal güvenlik rejimleri inşa ediliyor.

7 Mar 2016

Tüm iktidar baldırı çıplaklara!

Emperyalist-kapitalist dünya sisteminde halkların alternatif birliği olanaklı mıdır?
Demokratik Modernite yazı kurulu 16. sayıda yer alan »Demokratik Ulusun Bedeni« dosyasında öncelikli olarak BM’lere, NATO’ya, G8’e, yani devletlerin sorunu büyüten yapılarına karşı alternatif bir birlik, yani »Dünya Demokratik Konfederalizmi« düşüncesini öne çıkarmayı amaçladıklarını ve bu bağlamda halkların devlet dışı, komünal, sosyalist birlik arayışlarını yorumlayan bir katkı istediklerinde, sunabileceğimiz katkının konunun kapsamı nedeniyle ancak eleştirel bir girizgâh olabileceğini belirtmiştik. Elbette tam kelime anlamında bir »girizgâh« olarak değil, aksine insanlığın ve doğanın yakın gelecekteki var oluşunu olumlu anlamda etkileme potansiyeline sahip ve oluşturulmasının zorunluluğu gün gibi açık olan bir halkların alternatif birliği üzerine gerekli gördüğümüz tartışmaya giriş babında.
YAZININ TAMAMI, DEMOKRATİK MODERNİTE DERGİSİNİN YAYINLANMASINDAN SONRA OKUNABİLİR.

4 Mar 2016

Aptal koyun kasabın bıçağını yalarmış...

Dünyanın en zengin ve en imtiyazlı coğrafyalarından olan Avrupa’daki çoğunluk toplumları, kümese dalan tilkinin korkuttuğu tavuklar misali, panik ataklara kapılıp duruyorlar. Misalde kalacak olursak; canlarına kast eden »tilkinin« mülteciler olduğunu zannediyorlar. Öyle olunca da, kümesin sahibinden, yani canlarına kast eden asıl canavardan medet umuyorlar.