28 Şub 2013

»De omnibus dubitandum!«


Özgür basında esas üzerine tartışmalara katkıda bulunmak amacıyla son iki haftada dostum Günay Aslan’ın yazısını irdeliyorduk. Ama gelişmeler öylesine hız aldı ki, yetişmek na mümkün. Günay’ın yazısına sonra tekrar dönmek üzere, güncele dair bir şeyler söylemek gerekiyor.

22 Şub 2013

Statüko sahiden çöktü mü?



Geçen hafta kaldığımız yerden Günay Aslan’ın yazısını irdelemeye devam edelim. Günay, şöyle yazıyor: »(...) Eskinin katı inkarcı ve imhacı sistemi çözülmüş, statüko çökmüş, eskinin ilişkileri ağırlıklı olarak tasfiye edilmiştir. Şimdi ilişkiler yeniden düzenlenmektedir. Oslo’da başlayan, İmralı’da devam eden ›müzakereler‹ bunun içindir.«

21 Şub 2013

Merkel’in yeni »Türkiye siyaseti« mi?



Alman şansölyesi Angela Merkel 24 – 25 Şubat 2013’de Türkiye’yi ziyaret edecek. Merkel’in basın sözcüsü ziyarette her iki ülkede Alman-Türk üniversitelerinin kurulma planlarının görüşüleceğini açıklamış olsa da, asıl görüşme başlıklarının daha farklı olacağını herkes biliyor. Bunların başında şüphesiz Suriye ve bölgedeki gelişmeler duruyor.

19 Şub 2013

Hey gidi Karadeniz!


Halkların Demokratik Kongresi (HDK) temsilcileri ile BDP’li milletvekillerinin Karadeniz gezisinde ortaya çıkanlar, çok insanı umutsuzluğa sokmuş gibi görünüyor. Öyle ya, ipini koparmış »kitleler« öğretmenevlerine, arabalara, parti ve örgüt binalarına saldırmış, Karadeniz bölgesine gelen milletvekillerini lince kalkışmıştı. Bu bir iki günde meydana gelen olayların arkasında baktığımızda, umutsuzluğa kapılmak için çok fazla neden olmadığı görülebilir. Yani tüm bu olaylar, solda duranlara daha fazla umut vermeli.

15 Şub 2013

Dar sınıfsal politikaları aşmak mı?



İçerisinde bulunduğumuz tarihsel süreç, ezilenler ve sömürülenler açısından hem önemli fırsatları, hem de ciddî tehlikeleri içermektedir – sadece Anadolu-Mezopotamya coğrafyasında değil. Fırsatlar ve tehlikeler arasındaki flu sınır, siyasî aktörleri adımlarını enine boyuna düşünüp atmaya zorlamaktadır.

12 Şub 2013

Elbette! Ulus devleti aşmaktır bütün mesele!



İsmail Beşikçi’nin tarihsel yanılgısı, Kürt »ulus devletçileri« ve alternatif siyaset arayışları üzerine
Günün birinde Mümtazer Türköne gibi bir burjuva milliyetçisi ile aynı »düşüncede« - İsmail Beşikçi’nin saygın bir isim olduğunda – buluşuyor olmak, bir sosyalist açısından pek arzu edilen bir durum değildir doğrusu. Ama gene de bu durum sosyalistler ve burjuva milliyetçileri arasındaki farkı göstermek, »ulus«, »ulus devlet« ve »milliyet« kavramları çerçevesinde »ulusal sorunun« tarihsel maddecilik pozisyonundan nasıl irdelenmesi gerektiğinin altını çizmek için iyi de bir fırsattır denilebilir.

8 Şub 2013

Şu milliyetçilik ne menem bir zenaat...



Türkiye yaygın medyası hakikaten iflah olmaz. Muhalif medya çalışanları, gazetecilik yaptıklarından hakim önüne çıkartılırlarken, burjuva gazetecileri »sahibinin sesi« misâli ahkâm kesiyorlar. Ve böylece 1840lardaki Marx’ı doğruluyorlar: »Basının birincil özgürlüğü, sınaî müessese olmama [özgürlüğüdür].«

1 Şub 2013

Ulus, milliyet ve sosyaldemokrasi



Ne zaman muhalif toplumsal güçler, güncel gelişmeleri salt görüngüler üzerinden değerlendirip, maddî temeli olmayan duygusal söylemlerle açıklamaya başlasalar, verili tarihsel dönemin maddî koşulları ve bunların uluslararası bağlamları göz ardı edildiğinden, kavramların içerikleri değişir, muğlaklaşır ve kafalar karışır. Günü anlamak olanaksızlaşır.