28 Oca 2017

Suphilerden günümüze

Kemalist burjuvazinin 96 yıl önce 28 Ocak gecesi Karadeniz’in karanlık sularında gerçekleştirdiği katliamın Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk siyasî cinayeti olduğu konusunda şüphe yok. O günlerde Anadolu’da başlayan kalkışmayı bir toplumsal kurtuluş savaşına dönüştürmek amacıyla ülkeye dönen Türkiye Komünist Partisi kurucularının katledilmeleri bir tesadüf değildi. Mustafa Suphi ve yoldaşlarının katledilmesiyle Türk burjuvazisinin günümüze dek değişmeyen katliamcı, inkarcı ve çirkin yüzü gün yüzüne çıktı.

Polis devletine doğru

Göçmen ve mültecilerin varlığının – sadece bugün değil, her zaman – Avrupalı emperyalist devletler tarafından iç ve dış politikada bir araç olarak kullanıldığına uzun yıllardan beri yazılarımızda dikkat çekmeye çalışıyoruz. Avrupa’da faaliyet gösteren kimi devrimci-demokratik göçmen örgütleri nedense bu gerçeği unutup, emperyalist devletlerin hükümetleri ile »ortaklaşa« sorun çözebilecekleri hayalinin peşinde koştuklarından, bu gerçeği güncel bir örnekle tekrar anımsatma gereği doğdu.

6 Oca 2017

»Demokratörlük«

Günümüz burjuva medyasına baktığımızda, en çok kullanılan kelimenin »demokrasi« olduğunu görebiliriz. Savaşlar, işgaller, sermaye lehine alınan kararlar, toplumsal mücadelelerle elde edilmiş kazanımların yok edilmesi ve her insanın doğuştan elde ettiği hakların, yani her milliyetin kendi dilini, kültürünü koruma ve kendi kaderini tayin haklarının verilmemesi, her defasında »demokrasi«ile gerekçelendirilir. Herhalde »demokrasi« kadar içi boşaltılmış bir kavram yoktur.