29 Ağu 2011

Vicdanın isyanı

Jean Ziegler
Yapılamayan bir konuşmanın metni

Paris ve Cenevre Üniversitelerinde sosyoloji profesörü olan ve sert neoliberalizm eleştirileriyle tanınan Jean Ziegler, 2011 Salzburg Festivali’nin açılışına konuşmacı olarak davet edilmişti. Festivale bir kaç hafta kala düzenleyiciler davetlerini geri çektiler. Her ne kadar gerekçe olarak »Jean Ziegler, Kaddafi’ye yakın düşünüyor« denilerek bu adım savunulmaya çalışılsa da, festivalin sponsorlüğünü yapan uluslararası tekellerin Ziegler’in konuşmaması için olağanüstü baskı yaptıkları ortaya çıktı. Skandal kısa sürede kamuoyunun gündemine oturdu ve Ziegler’in yapamadığı konuşmanın metni yayımlanarak, belki de Ziegler’in ulaşamayacağı bir popülerliğe kavuştu. Bu çeviri, ekowin tarafından yayımlanan ve »Der Aufstand des Gewissens« başlığını taşıyan Almanca metnin Türkçesidir.

26 Ağu 2011

Strada Infernale

Yıllar önce Hessen eyaletinin kardeş bölgesi olan Emilia Romagna’nın başkenti Bologna’yı ziyaret eden bir hükümet delegasyonunda yer almıştım. Açıkçası delegasyon üyeliğini »Kızıl Bologna«yı görmek için kabul etmiştim. Sonradan »Kızıl Bologna« namının, şüphesiz bir zamanlar güçlü olan İtalyan komünistleri nedeniyle değil, Bologna geleneğine göre caddeye bakan pencerelere takılan kalın kızıl perdelerden dolayı verildiğini öğrenince, hayal kırıklığına uğramıştım.

19 Ağu 2011

Kürt kimliği ve savaş tamtamları

Aslında Avrupa’daki Kürt kurumlarının başlattığı »Kürt kimliği tanınsın« kampanyasına değinmek istiyordum. Ancak gelişmeler öylesine başdöndürücü ki, çalınan savaş tamtamlarından ve Avrupa’nın politikalarından bağımsız bu kampanyayı ele almak olanaklı değil.

12 Ağu 2011

Sefillerin başkaldırısı

Britanya’da başlayan olaylar ve televizyonlara yansıyan görüntüler, salt skandal gazetecilerinin değil, neoliberal elitlerin de iştahını kabartmış gibi. Bugünlerde Avrupa medyasını okuyanlar, polis ve orduya özel yetkiler verilmesinden, idam sephalarının kurulmasına kadar sayısız »öneri« okuyabilir.

Neoliberalizmin yeni egemenlik aracı: sağ popülizm

Yaklaşık on yılı aşkın bir süredir Avrupa’daki sağ popülist partiler sürekli yeni mevziler kazanıyorlar: Avusturya’nın FPÖ’sü, Danimarka’nın Halk Partisi, İtalyan Lega Nord, İsviçre’nin SVP’si, Hollanda’da azılı İslam düşmanı Geert Wilders’in Özgürlük Partisi, Fransa’nın Front National’i, Finlandiya’nın Gerçek Finleri ve Norveç’in, Ütoya Katliamı’nı gerçekleştiren Andreas B. Breivik’in de üye olduğu İlerleme Partisi bunlardan sadece bazıları. Partilerin destek bulamadığı ülkelerde ise, Almanya’da olduğu gibi Thilo Sarrazin benzeri sağ popülistler geniş destek bulabiliyor. Bu fenomenin yeni yanı, partilerin ve politikacılarının kendilerini neofaşist olarak görmemeleri, hatta söylemde neofaşizme karşı çıkmaları.

7 Ağu 2011

Hiroşima

Tam 66 yıl önce, yani 6 Ağustos 1945’de ABD hava kuvvetleri Hiroşima’ya attıkları ilk atom bombası ile nükleer çılgınlık çağını başlatmışlardı. 9 Ağustos 1945’de de Nagasaki’ye atom bombası atmış ve her iki kentte yüzbinden fazla insanın yaşamını yitirmesine neden olmuşlardı. Bombardımanların ardından oluşan nükleer zehir ise bugüne kadar toplam 400 bin insanın yaşamına mal oldu.