Haftada bir
yayımlanan köşe yazısıyla bir konuyu derinine irdelemek pek kolay değil.
Tartışmanın özünü kaybetmemek için bazen esas meseleyi anımsatmak gerekiyor. Ve
bu tartışmanın kişilerle uğraşmadığını, aksine bir ideolojiyi enine boyuna ele
almaya çalıştığını da. İki hafta önce başladığımızda sorduğumuz soru şuydu:
»Kürt milliyetçileri« sürecin neresinde duruyorlar? Bu soru şöyle de
sorulabilir: »Kürt milliyetçiliği« Kürt halkının vazgeçilmez ve devredilemez
temel haklarının karşılanması, kendi kaderini kendisinin tayin edebilmesi için
uygun bir çerçeve sunabiliyor mu?
Çerçeve için
»Kürt milliyetçilerinin« temel önerisi, bağımsız bir Kürt »ulus devleti«
(federasyon önerisine sonra değineceğiz). Bu önerme kitlesel Kürt hareketinin
sahip çıktığı »Demokratik Konfederalizm« konseptinin bir karşıolumu. Bağımsız
»ulus devlet« genelde »doğal ve bilimsel hak« olarak nitelendirildiğinden,
Güney Kürdistan’ın Irak’tan ayrılarak, bağımsızlığını ilân etmesi »Kürt
milliyetçilerince« destekleniyor. Ama »Kürt milliyetçileri« tam da bu noktada
Türkiye karar vericileri ile örtüşüyor. Bu, bir tezat mı?
Öyle görünse de,
hayır. Çünkü gerek Türkiye karar vericilerinin, gerekse de »Kürt
milliyetçilerinin« beslendikleri kaynak aynıdır: burjuva ideolojisi – her iki
tarafın Güney Kürdistan’ın bağımsızlığını desteklerken takip ettikleri hedefler
tamamen farklı olsa da. Peki, Güney Kürdistan karar vericileri bağımsız Kürt
»ulus devleti« hakkında ne düşünüyor?
Bu sorunun
yanıtını Ruşen Çakır’ın 2013 Ocak’ının sonlarında Güney Kürdistan’da yaptığı
röportajlarda bulabiliriz (röportajlara www.rusencakir.com adresinden
ulaşılabilir). R. Çakır’ın, »bağımsız Kürt devleti kaçınılmaz bir gerçek« diyen
Kerkük valisi Dr. Necmettin Kerim ile yaptığı röportajdan kısa bir alıntı
yapalım:
»R. Çakır: Irak’ta
bağımsız bir Kürt devleti bu kadar kaygı yaratırken, birleşik bir Kürdistan
ihtimali Türkiye’de nasıl karşılanır? Sizce bu mümkün mü?
Dr. Kerim: Her
ülke Kürt sorununu kendi başına çözmelidir. Her ülkenin şartları farklı. (...)
Azerbaycan örneği ortada: İran Azerbaycan’ında daha fazla Azeri yaşamasına
rağmen Azerbaycan bağımsızlığını ilan etti diye onlar da bağımsızlık arayışına
girmiş değiller. Eğer İran Azerbaycan’ında yaşamak istemeyenler varsa
Azerbaycan’a gidebilir. Aynı şey Türkiye Kürtleri ile Irak Kürdistan’ın
arasında da yaşanabilir.«
Kerkük valisi,
ki Federe Kürdistan Bölgesi’nin resmî görüşünü temsil etmektedir, açıkça
Türkiye’deki Kürtlerin »bağımsızlık« arayışına girmemelerini söylüyor. »Kürt
milliyetçilerinin« savunduğu o tumturaklı bağımsız Kürt »ulus devleti«, daha
kurulma olanağının ilk ışıklarını gördüğünde, kuzeydeki »soydaşlarını« satışa
çıkartıyor. Dahası Rojava Kürtlerinin uğraşlarını köstekliyor, Kürtlere inkâr
ve imha sistemini dayatan bir devletle sıkı işbirliğine giriyor.
»Kürt
milliyetçilerine« şunu sormamız gerekiyor: Eğer »bağımsız Kürt devleti
kaçınılmaz bir gerçek« diyen, ama çocuklarını sadece Türkçe ve İngilizce
öğrenimin verildiği Gülen Hareketi’nin okullarına gönderen Güney Kürdistan
yöneticileriyle aynı fikirdeyseniz, Kürdistan’ın diğer parçalarında yaşayan
Kürtlere »ya yerinizde oturup, tayin edemediğiniz kaderinize razı olun, ya da
toplanıp Güney Kürdistan’a göçün« mü diyeceksiniz? Peki, gene R. Çakır’ın 26
Aralık 2006’daki röportajında, Irak’ta kurulacak bağımsız bir Kürt devleti
»Türkiye’nin uydu devleti olacak« tespitini yapan eski ABD büyükelçisi Peter
Galbraith’a hangi yanıtı vereceksiniz?
Ama asıl yanıtlanması
gereken soru şu: verili tarihsel koşullar, söz konusu maddî şartlar temelinde
ve Dr. Kerim’in savunduğu görüşler çerçevesinde, Güney Kürdistan’ın
bağımsızlığını ilân ederek, bir »ulus devlete« dönüşmesi, Kürt halkının ezici
çoğunluğunun vazgeçilmez ve devredilmez temel haklarının karşılanmasının ve
Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanabilmesinin bir ifadesi midir?
Kanımızca
belirleyici olan, bu soruya yoksul Kürtlerin ve Kürdistan’ın bütünü
perspektifinden verilecek olan yanıttır. Görüldüğü kadarıyla Kürt halkının
büyük bir çoğunluğu kendi yanıtını vermiştir: tercihini kitlesel Kürt
hareketinden yana kullanarak!