11 Tem 2015

»Hayır«dan sonra Yunanistan

Yunanistan halkının referandumda verdiği hiddetli »Oxi!« yanıtı, dünya çapında sol hareketlere umut verdi. Beklenildiği gibi, emperyalist merkezler ve burjuva basını bu açık yanıta sert tepki gösterdi. Elbette bu iyi bir gelişme, ancak sevinmek için henüz çok erken. Hiç oyun bozanlık niyetimiz yok, ama sevinmekten çok kaygılanmanın daha gerçekçi bir tavır olacağını vurgulamamız gerekir. Neden böyle düşündüğümüzü şöyle açıklayalım:

Sermaye aleyhine olan gelişmelerin şiddetini ölçmek için uluslararası mali piyasaların reaksiyonuna bakmak, doğru sonuçlar çıkarmak için sağlam bir yoldur. Uluslararası mali piyasalar »Oxi« yanıtına kayıtsız kaldılar. Çünkü Yunanistan’ın borçlarını ödeyememesi onları değil, bankaları ve sermaye gruplarını önceden kurtaran Avrupalı vergi mükelleflerini ilgilendiriyor. Piyasa uzmanları, Yunanistan »nasıl kurtarılırsa kurtarılsın«, sonucunda sermaye güçlerinin zarar görmeyeceğini açıklıyorlar günlerdir.
Diğer yandan hafta içinde Avrupa Parlamentosu’nda bir konuşma yapan Çipras’ın söyledikleri, sermayeyi daha da rahatlattı. Çipras, »Yunanistan borçlarını zamanında ve tam olarak ödeyecek« deyip, yeni bir reform paketi sunacaklarını açıklayarak, Yunanistan halkının emperyalist dayatmalara verdiği »Oxi« yanıtını, »Naí«, yani evete dönüştürdü. Aslında reform tanımı aldatıcı, çünkü halkın büyük bir bölümünün aleyhine olan KDV artırımı (yüzde 23), emekli aylıklarının azaltılması, savunma (!) bütçesine dokunulmaması gibi neoliberal tedbirlere başvurulmaya devam edilecek. Sunulacak reform paketinin bazı »yumuşatmalar« nedeniyle, dayatmaların »light« kabulü olacağını söylemek olanaklı.
Daha önce de yazdığımız gibi, emperyalist güçler Yunanistan’ı cendereden bırakmaya niyetli değiller. Çünkü söz konusu olan jeopolitik çıkarlardır, Yunanistan ekonomisi veya halkın refahı değil. Nitekim bu hafta ABD müdahale etme gereğini duydu bile. Şansölye Merkel, Başkan Hollande ve Başbakan Çipras ile telefonlaşan ABD Başkanı Obama, »ABD’nin arzusunun Yunanistan’ı her halükârda Euro Bölgesinde tutmak olduğunu« vurguladı. ABD, NATO üyesi Yunanistan’ın borç krizi nedeniyle Avrupa’dan uzaklaşarak, stratejik rakipleri olan Rusya ve Çin’e yönelmesinden kaygı duyuyor. Rusya Yunanistan’ı BRICS ülkelerinin kurduğu Gelişme Bankasına katılmaya davet ederken, Çin de kurduğu »Asian Infrastruktur Investment Bank« aracılığı ile finansör olabileceğini açıkladı. Her iki durum da ABD’nin kabul edebileceği bir şey değil. Bu nedenle Washington’da, »Yunanistan, Avrupa’nın insafına bırakılmayacak önemdedir« söylemi kullanılıyor.
Yani kısacası, yarın yapılacak olan AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesinden borç erteleme ve yeni borçlar konusunda olumlu bir adım çıkabilir. Öyle olmasa dahi, farklı bir »kurtarma operasyonu« kararı verilebilir. Ama hangisi olursa olsun, bu kararlardan hiç biri Yunanistan halkının lehine olmayacak. Syriza böylesi bir gelişmeyi desteklerse eğer, belki belirli bir zaman için iktidarda kalabilecektir, ama tarihe, halkına ve seçmenlerine ihanet eden sosyal demokrat partiler kervanına katılan bir parti olarak kaydolacaktır. Syriza bu basiretsizliği engelleyebilecek mi, işte onu pek yakında göreceğiz. Umarız haksız çıkarız.