Yunanistan halkının referandumda verdiği
hiddetli »Oxi!« yanıtı, dünya çapında sol hareketlere umut verdi. Beklenildiği
gibi, emperyalist merkezler ve burjuva basını bu açık yanıta sert tepki
gösterdi. Elbette bu iyi bir gelişme, ancak sevinmek için henüz çok erken. Hiç
oyun bozanlık niyetimiz yok, ama sevinmekten çok kaygılanmanın daha gerçekçi
bir tavır olacağını vurgulamamız gerekir. Neden böyle düşündüğümüzü şöyle
açıklayalım:
Sermaye aleyhine olan gelişmelerin
şiddetini ölçmek için uluslararası mali piyasaların reaksiyonuna bakmak, doğru
sonuçlar çıkarmak için sağlam bir yoldur. Uluslararası mali piyasalar »Oxi«
yanıtına kayıtsız kaldılar. Çünkü Yunanistan’ın borçlarını ödeyememesi onları
değil, bankaları ve sermaye gruplarını önceden kurtaran Avrupalı vergi
mükelleflerini ilgilendiriyor. Piyasa uzmanları, Yunanistan »nasıl kurtarılırsa
kurtarılsın«, sonucunda sermaye güçlerinin zarar görmeyeceğini açıklıyorlar
günlerdir.
Diğer yandan hafta içinde Avrupa
Parlamentosu’nda bir konuşma yapan Çipras’ın söyledikleri, sermayeyi daha da
rahatlattı. Çipras, »Yunanistan borçlarını zamanında ve tam olarak ödeyecek«
deyip, yeni bir reform paketi sunacaklarını açıklayarak, Yunanistan halkının
emperyalist dayatmalara verdiği »Oxi« yanıtını, »Naí«, yani evete dönüştürdü.
Aslında reform tanımı aldatıcı, çünkü halkın büyük bir bölümünün aleyhine olan
KDV artırımı (yüzde 23), emekli aylıklarının azaltılması, savunma (!) bütçesine
dokunulmaması gibi neoliberal tedbirlere başvurulmaya devam edilecek. Sunulacak
reform paketinin bazı »yumuşatmalar« nedeniyle, dayatmaların »light« kabulü
olacağını söylemek olanaklı.
Daha önce de yazdığımız gibi, emperyalist
güçler Yunanistan’ı cendereden bırakmaya niyetli değiller. Çünkü söz konusu
olan jeopolitik çıkarlardır, Yunanistan ekonomisi veya halkın refahı değil.
Nitekim bu hafta ABD müdahale etme gereğini duydu bile. Şansölye Merkel, Başkan
Hollande ve Başbakan Çipras ile telefonlaşan ABD Başkanı Obama, »ABD’nin
arzusunun Yunanistan’ı her halükârda Euro Bölgesinde tutmak olduğunu«
vurguladı. ABD, NATO üyesi Yunanistan’ın borç krizi nedeniyle Avrupa’dan
uzaklaşarak, stratejik rakipleri olan Rusya ve Çin’e yönelmesinden kaygı
duyuyor. Rusya Yunanistan’ı BRICS ülkelerinin kurduğu Gelişme Bankasına
katılmaya davet ederken, Çin de kurduğu »Asian Infrastruktur Investment Bank«
aracılığı ile finansör olabileceğini açıkladı. Her iki durum da ABD’nin kabul
edebileceği bir şey değil. Bu nedenle Washington’da, »Yunanistan, Avrupa’nın
insafına bırakılmayacak önemdedir« söylemi kullanılıyor.
Yani kısacası, yarın yapılacak olan AB
Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesinden borç erteleme ve yeni borçlar
konusunda olumlu bir adım çıkabilir. Öyle olmasa dahi, farklı bir »kurtarma
operasyonu« kararı verilebilir. Ama hangisi olursa olsun, bu kararlardan hiç
biri Yunanistan halkının lehine olmayacak. Syriza böylesi bir gelişmeyi
desteklerse eğer, belki belirli bir zaman için iktidarda kalabilecektir, ama
tarihe, halkına ve seçmenlerine ihanet eden sosyal demokrat partiler kervanına
katılan bir parti olarak kaydolacaktır. Syriza bu basiretsizliği
engelleyebilecek mi, işte onu pek yakında göreceğiz. Umarız haksız çıkarız.