Şaşırtıcı değil, bekleniyordu. Defalarca
yazıldı, çizildi: seçim akşamına kadar provokasyonlar olacak diye. Linç
girişimleri, silahlı-bombalı saldırılar, cinayetler, kışkırtmalar. Hamdullah Öğe’yi
katledenler, en son Erzurum’daki provokasyonu örgütleyenler, tutuklama
furyasını başlatanlar ve gazete bürolarına baskınlar düzenleyenler aynı ve tek
merkezden emir alıyorlar. Egemenler gene kontrgerillayı devreye soktular, ama
nafile!
İşçi sınıfının politik hareketinin 95
yıllık tarihinin, Suphi’lerin, Hayrullahoğlu’ların geleneğinin taşıyıcısı olan
Politika Gazetesi’ne de silahlı baskın düzenlediler. Yoldaşımızın kafasına
silah dayayıp, yazarlar olarak isimlerimizi vererek tehdit ettiler. Ofisimizi
dağıttılar. Amaçlarının göz dağı vermek, gerekli görürlerse de barış, demokrasi
ve sosyalizm mücadelesinin neferlerini katledebileceklerini göstermek olduğunu
biliyoruz. Kim olduklarını da. Evet, kontrgerilla gene devrede, ama nafile!
Ortak tarihimiz tanıktır: Komünistler,
sosyalistler, devrimciler, aynı devrimci cephedeki bileşenleri olan Kürt
Özgürlük Hareketinin neferleri gibi, tehditlere, saldırılara pabuç bırakmazlar.
Ölümden korkarak, sıtmaya razı olmazlar. Bu topraklarda yeterince bedel
ödeyenleri korkutamazsınız. Aslında sizin korktuğunuzu biliyoruz.
Provokasyonlarınız, cinayetleriniz, saldırılarınız bu korkunun ifadesidir.
Evet, korkuyorsunuz, çünkü artık hiç bir
şey eskisi gibi olmayacak – bileşeni olduğumuz HDP barajı aşsa da,
aştırtmasanız da! Nasıl 2013 Haziran Direnişi »Gezi ruhunu« uyandırdıysa, nasıl
Kobanê Direnişi enternasyonalist dayanışmayı tetiklediyse, 7 Haziran seçim
süreci de ortaklaştırdığı direniş ruhlarıyla siz egemenlere korku salıyor.
Korku salıyor, çünkü HDK/HDP ile Türkiye ve
Kürdistan’ın devrimci güç potansiyelini temsil eden, geniş bir güç birliğini
kuran, kendi hacminin ötesinde toplumsal kesimleri harekete geçiren ve AKP
hegemonyasını sarsarak, yönetim krizini derinleştiren bir odak oluştu. Savaş
kışkırtıcısı, mezhep çatışmasını körükleyen, halkları birbirine düşman etmeye
çalışan, otoriter neoliberalizmi vahşice uygulayan ve kapitalist sömürüye İslam
kılıfını geçiren AKP rejimini geriletecek olan bu odaktır. Türkiye işçi
sınıfının devrimci güçleri ve Kürt Özgürlük Hareketi egemenlere barışı,
demokratik cumhuriyeti dayatmaya kararlıdırlar. Korkunuzun,
provokasyonlarınızın ve kontrgerillayı devreye sokmanızın nedeni budur.
Ama nafile! Hile ve dolanla barajı
aştırtmasanız, saldırılarınıza devam etseniz de, artık bentleri yıkmış olan
seli durduramayacaksınız. AKP’yi destekleyen yoksul kitlelerin pragmatizmine
güvenmeyin hiç, yerini kaygılar alıyor. İşbirlikçisi olduğunuz emperyalist
güçleri de »istikrar« korkusu sardı, çünkü krizleri yönetemiyorsunuz artık. Ne
Kürt halkı eskisi gibi yaşamak istiyor, ne de Renault’ta, Tofaş’ta, Arçelik’te
ve diğer fabrikalarda hakları için direnen işçiler eskisi gibi uyutulmaya razı
değiller. Korkun, korkmakta haklısınız!
Şunu da bilin: biz komünistler,
düşüncelerimizi saklamayız. Amacımız bellidir: kapitalist düzeni yıkmak ve işçi
sınıfının iktidarını kurmaktır. Kum tanesi olsak bile, çarklarınızı bozacağız.
Şairin dediği gibi, »ipin, kurşunun rağmına!«. Korkun, korkmakta haklısınız!