AB-Türkiye mülteci uzlaşısı,
dokunulmazlık şaklabanlığı, vize muafiyeti falan derken, yakında Willy hoca
telefon eder diye düşünüyordum. Nitekim sabahın köründe aradı, daha merhaba
demeden: »Aklım almıyor« dedi. Ben de, »Ne bekliyodun hocam, rejim AB sayesinde
konsolidasyonunu tamamlıyor, ABD de destek çıkı..«, »Yok« dedi, »onu değil,
Türkiye devrimci hareketi ile sivil Kürt siyasetini kastediyorum«.
»Hayrola hocam, n’oldu ki?«
İç çekerek, »Daha ne olsun? Kıvılcımı alıp yayacaklarına, hariçten gazel
atıyorlar.« Anlayamamıştım, »Nasıl yani?« Hoca başladı şelâle gibi konuşmaya:
»Savaş kızışıyor. Kimin başlattığı artık önemli değil. Türkiye devrimci
hareketi KCK’nin devrimci hamlesini doğru değerlendirmeli, kıvılcımın Kürdistan
dışına sıçramasını sağlamalıdır. Sınıfa yönelmeli, sokak devreye girmelidir...«
»Bi dakka hocam, millet bırak
sokağa çıkmayı, kapalı salon toplantılarına gitmeye çekiniyor. Bomba, kurşun
korkusu. Hem, parlamenter müca...« Hoca kükredi: »Hâlâ parlamento diyorsun,
hamleyi anlamıyorsun. Sonuçta bu bir ayaklanma. Marx’ın yazdıklarını anımsa.«
»Hangisini hocam?«
»Dinle o zaman. Marx şöyle der:
›Birincisi, ayaklanmayla asla oyun oynama; ama bir kez onu başlatırsan, sonuna
kadar gitmek zorundasın. İkincisi, ayaklanma başlar başlamaz en büyük
kararlılıkla davran ve saldırıya geç. Savunma, her silahlı ayaklanmanın
ölümüdür; düşman, savunma başlamadan onu alt eder. Düşmanı, birlikleri
dağınıkken gafil avla ve her gün, küçük de olsa yeni başarılar elde et; ilk
başarılı kalkışımın sağladığı moral üstünlüğünü kaybetme; hep güvenli tarafa
yaklaşan sallantılı unsurları kendine bağla; düşmanını, tekrar güçlerini
toplamaya fırsat vermeden, geri çekilmeye zorla; kısacası, devrimci taktiğin en
büyük ustası Danton’un sözlerine göre davran: Cesaret, cesaret ve bir kez daha
cesaret!‹ KCK’nin yaptığı bundan başka bir şey değil.«
Hoca coşmuş dedim kendi
kendime. »Ama hocam, ya barış politikası?« »Elbette barış önemli. Ama savaşı
dayatana karşı KCK’nin boynunu uzatmasını bekleyemezsin. Hem her devrimci hamle
nihaî çözümü sağlayamaz, ama başarılı hamle ile düşmanını tekrar barışı
müzakereye zorlayabilirsin.« »Tamam da hocam, Ankara, İstanbul, Bursa’da
patlayan bombalara ne diyeceğiz?« »Komünistlerin tavrı açıktır: sivillere
yönelik bireysel şiddet gerici hedeflere hizmet eder. Ama burada aynı zamanda
Kürt gençlerinin ruh hâlini ve kendilerini feda etme bilincini de görmeliyiz.
Kürdistan’da yaşanan vahşi terör ve Batı’nın suskunluğudur bunun sorumlusu.«
»Peki, ne yapacağız?« Hoca
güldü: »Kürt halkının mücadelesi genel anlamda devrimci niteliktedir. O
nedenle, Türkiye’deki devrimci sınıf mücadelesi ile arasında bağ kurulmalı,
farklı milliyetlerden ezilen ve sömürülenlerin ortak çıkarlar için ortak
mücadelesi örülmelidir. Bu, Kürt halkına verilen bir lütuf değil, bizzat
devrimci hareketin ve işçi sınıfının çıkarınadır. Aynı zamanda gericiliğe karşı
laikliği savunmanın, diktatörlüğün karşısına demokratikleşmeyi koymanın,
emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesini yükseltmenin bir gereğidir. KCK’nin
devrimci hamlesini doğru okumak ve gereğini yerine getirmek, Türkiye devrimci
hareketinin ana görevidir. Al sana hariçten bir gazel daha. Hadi eyvallah!«