Almanya Federal Savcılığı 4 Eylül 2009 tarihinde Albay Klein’ın emri ile gerçekleşen ve çoğunluğu kadın ve çocuk toplam 142 sivilin yaşamına mal olan bombardımanın »savaş suçu« olmadığına ve Albay Klein’ın herhangi bir başka suçtan dolayı da ceza almasını gerektiren bir durumun bulunmadığına karar verdi.
Diyeceksiniz ki, »minareyi çalan, kılıfını hazırlamıştır«. Evet, kendi halkının çoğunluğunun iradesinin tersine ve anayasayı bilinçli olarak çiğneyerek Afganistan Savaşı’na katılan Almanya’da politik memur olan Federal Savcının başka bir karar vermesini zaten beklemiyordum. Ama karar »bu kadar da olmaz« dedirtecek nitelikte. Çünkü karar gerekçesi, NATO belgeleriyle bile çelişiyor: NATO 142 ölüden bahsederken, Federal Savcılık »muhtemelen 50 kişinin öldüğünü, onların da çoğunlukla Taliban olduğunu« tespit etmiş. Ayrıca Albay Klein’ın »orada sivillerin olacağını bilemeyeceği« vurgulanıyor. Halbuki NATO Araştırma Raporu »bölgeyi tanıyan muhbirlerin çok sayıda sivilin orada olduğunu bildirmelerine rağmen bombalama yapılmıştır« tespitini yapıyordu.
Doğal olarak hükümet çevreleri karardan pek hoşnutlar. Federal Savunma Bakanı Guttenberg kararı »Karlsruhe’den gelen haber, bilhassa askerlerimizin yüreğine su serpen çok güzel bir haber« diye yorumluyor. Eh, patronları böyle konuşunca Afganistgan’daki Alman askerleri de, geçenlerde yaptıkları gibi 4 müttefik Afgan askerini ve sivilleri öldürmeye gönül rahatlığı ile devam edebilirler.
Bugünkü FAZ gazetesi kararı »vatan cephesi sağlam durdu« diye yorumlamış. Başmakaleyi kaleme alan Reinhard Müller,»Afganistan’da savaş hukuku çerçevesinde adam öldürenler artık Almanya’daki savcılardan korkmayacaklar. Aksi bir karar zaten cürüm olurdu – kurbanı, kendi askerlerimizin olduğu bir cürüm« diye buyuruyor.
Almanya egemenleri, »askerlerimizin« emperyalist çıkarlar uğruna binlerce kilometre uzakta sivilleri katletmesini »hukuk dışı« bulmuyorlar. Hatta bunu, »kendi güvenliğimiz için zorunlu« buluyorlar.
Yaklaşık 80 yıl önce, 13 Ağustos 1931’de Kurt Tucholsky ne demişti? »Askerler katildir«. Ne kadar da haklıymış!